Sevgililer Günü’nü ister yalnız, ister sevgiliniz, ister arkadaşınızla geçirin ,bu güne özel bir etkinlik klasiği varsa o da film izlemek. Bütün gece koltuğa gömülüp yumuşacık pijama ve battaniye, yanında favori yiyecek ve içecekler ile geçirilen romantik bir film gecesi tam da Sevgililer Günü’ne göre..
Bu noktada sınırsız seçenek arasında kafanız karışıyorsa, klasiklerden şaşmayın. Tekrar tekrar izlemekten sıkılmayacağınız, içinizi ısıtacak önerileri sizin için derledik.
Before Sunrise- Sunset- Midnight Serisi
Önerilerimizin ilki tabii ki bu harika üçleme. Tutku dolu bir aşk hikayesi içeren bu seri farklı hayatlardan gelen iki gencin tesadüfen tanışıp birbirlerinden hoşlanmalarıyla başlayan bir hikayeye dayanıyor. Ethan Hawke ve Julie Delpy’nin başrolünde olduğu, muhteşem diyaloglar içeren, duyguyu ve aşkı ilk bakışta hissettiren bu filmler Sevgililer Günü için mükemmel bir seçim olabilir.
The Notebook
Ryan Gosling ve Rachel McAdams’ın başrolünde olduğu, biliyoruz ki tekrar tekrar izlediğiniz, izlemediyseniz de film arşivinize katacağınız mükemmel bir seçenek olan, Notebook; 40’lı yıllarda ikinci dünya savaşının ortasına geçen, maddi durum ve sınıfsal farklılıklar içinde olan iki gencin tutku dolu aşk hikayesini konu ediniyor
10 Things I Hate About You
Heath Ledger ve Julia Stiles’ı izlemeye doyamayacağınız bu romantik komedi; 2 lise öğrencisinin aşk ve nefret duyguları arasında gidip gelen hikayesi ile, oldukça eğlenceli birkaç saat geçirmenizi sağlayacak.
When Harry Met Sally
Sinema tarihinin en iyi romantik komedilerinden kabul edilen When Harry Met Sally kesinlikle gecenizi şenlendirecek. Hikaye; üniversite için New York’a birlikte giden iki kişinin, yıllara yayılan nefret, dostluk ve sevgi duyguları içinde ilişkisini konu alıyor.
Eternal Sunshine of Spotless Mind
Sil Baştan olarak bildiğimiz başrolünde Jim Carrey ve Kate Winslet’in oynadığı bu film, eski sevgilisi ile yaşadığı anıları hafızasından sildirmek isteyen bir adamın o anda pişman olmasıyla başlayan bir hikayeyi konu alıyor. Birçok duygu geçişini aynı anda yaşayacağınız Eternal Sunshine of Spotless Mind’ı ilk kez izleyecekseniz çok şanslısınız.
Howl’s Moving Castle
Biraz klasikten uzaklaşıp animasyon ve animeye yönelmek istiyorsanız, seçeceğiniz ilk film Miyazaki’nin Howl’un Yürüyen Şatosu olabilir. Çizimleri, renkleri ve ana hikayesi ile kendinizi birkaç saat için bu masal dünyasının içine sokma fikrine ne dersiniz?
50 First Dates
Adam Sandler, Drew Barrymore’un tekrar tekrar izlemekten asla bıktırmayan bu filmi, bir adamın kısa süreli hafıza problemi olan bir kadına aşık olmasıyla başlıyor. Kadın her uyandığı güne, bir gün öncesini hatırlamayarak başlar ve adam her gün bu kadını kendine yeniden aşık etmeye çalışıyor.
Moulin Rouge
Kırmızı Değirmen olarak çevrilen bu müzikal; bir şairin, sık sık ziyaret ettiği bir gece kulübü olan Moulin Rouge'daki dansçılardan bir tanesine aşık olmasını fakat bunun yanında aynı kıza bir Dük’ün de aşık olmasıyla yaşanan çatışmaları konu ediniyor. Nicole Kidman ve Ewan McGregor’un başrolünde olduğu bu filmin müzikleri, dansları ve hikayesiyle muhteşem birkaç saate hazır olabilirsiniz.
Bonus: Kız arkadaş gecesi yapıyorsanız “Magic Mike” a da bir şans vermenizi de öneririz :)