Gençlik kaynağı olarak anılan kolajen, güzellik alanında sık konuşulan bir konu. Kolajen insan vücudunda kemiklerde, kaslarda, tendonlarda ve deride bulunan en bol lifli protein. Aynı zamanda vücudunuzu bir arada tutmayı ve dokuların gerilime dayanmasını sağlayan bağ dokusunun da ana bileşeni. Başta tip 1 olmak üzere yaygın olarak bilinen dört ana kolajen türü var, ancak gerçekte en az on altı farklı türü olduğu biliniyor.
Kolajeni, daha basit bir ifadeyle, dokularımızda güçlü yapılar oluşturmaya yardımcı olan ve kan damarı yapısı ve sağlığı için önem taşıyan bir “yapıştırıcı” olarak düşünebilirsiniz. Genellikle cildimizin sıkılığını korumadaki rolü nedeniyle olumlu etkiler gösteriyor. Toplam protein içeriğimizin %25’ini oluşturan kolajen, büyük bir gerilme direncine sahip ve yumuşak keratin ile birlikte cildin dayanıklılığı ve esnekliğinden sorumlu. Bu da kısmen kırışıklıkların görünümünü azaltmadaki rolünü açıklıyor.
Vücudunuzda cildin elastikiyetini artırma ve saç parlaklığını koruma misyonunda olan kolajen üretimini artırmak için yapabileceklerinizi öğrenin.
Daha fazla kolajen, daha iyi sağlık mı demek?
Kolajenin vücudumuzdaki önemli dokuları oluşturmada ve desteklemede önemli bir rolü olduğunu biliyoruz. Peki daha fazlasına ihtiyacımız var mı?
Cilt, saç, tırnaklar ve eklem yapıları için yararları göz önüne alındığında, vücudumuzda yeterli miktarda bulunması elbette önemli, dolayısıyla kolajen içeren bir diyet tüm bu sağlıklı yapıların korunmasına yardımcı olabilir. Özellikle kadınlar için kolajen takviyesi daha sağlıklı bir cilt, saç ve tırnakların görünümüyle de yakından ilişkili.
Kolajen tüketmek cildimizdeki kolajen bozulmasının etkisiyle savaşmaya yardımcı olabilir. Klinik çalışmalar, bunun daha az kırışıklık ve ince çizgiler, daha pürüzsüz bir cilt ve gelişmiş cilt elastikiyeti sağlayabileceğini gösteriyor. İçilebilir bir kolajen karışımı tüketen 35 yaşındaki 72 kadınla yapılan bir çalışma, kolajenin cildin nemini, elastikiyetini, yoğunluğunu ve pürüzsüzlüğünü geri kazandıran bir etki gösterebileceğini doğruladı(*).
Kolajen seviyemizi neler etkiler?
30 yaşından itibaren kolajen üretimimiz doğal olarak azalır, bu da cildin incelme olasılığının artmasına ve elastikiyet kaybına bağlı olarak kırışıklık oluşumuna neden olur. Kolajenin kalitesinin düşmesiyle cilt yapımızdaki esnekliğin azalması, ayrıca kıkırdak yapısının zayıflamasına da yol açarak eklemlerimizi etkiler.
Aşırı şeker, rafine karbonhidratlar ve sigara kullanımı ise kolajenin kendisini onarma yeteneğini engelleyebilir ve kolajen kaybına neden olabilir (1, 2). Bununla birlikte hamilelik sırasında bir kadının hormonları cildi daha elastik hale getirmek için kolajen metabolizmasını değiştirir. Bu nedenle, bu aylarda cilt sağlığını desteklemek daha fazla önem kazanır.
C vitamini, doğal kolajen üretimini artıran doğal bir bileşendir. O olmadan vücudunuz kolajen üretemez. C vitamini bakımından zengin bir diyet benimsemek veya gerekli olduğunda takviyeler kullanmak cilt sağlığının geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
Kolajeni nasıl artırırsınız?
Vücudumuz kolajen oluşturmak için bir öncü olan prokolajeni üretir. Glisin ve prolin amino asitlerini C vitamini ile birleştirir. Dolayısıyla bunlar açısından zengin besinler tüketerek doğal kolajen üretimini destekleyebilirsiniz.
- Prolin: Yumurta beyazı, buğday tohumu, süt ürünleri, mantar, kuşkonmaz
- Glisin: Tavuk derisi, jelatin, kemik suyu
- C vitamini: Narenciye, dolmalık biber, çilek…
Ayrıca protein açısından zengin bir diyete odaklanmak da faydalı olabilir.
Takviye tüketmek, vücudunuzdaki kolajeni artırmanın bir başka yolu. Cilt veya kemik sağlığını hedefleyen farklı kolajen türleri içeren çeşitli takviyeler olduğunu ve seçim yaparken bunu göz önünde bulundurmanız gerektiğini unutmayın.
Bütünsel bir bakış açısıyla genç bir cilt görünümünün korunmasına yardımcı olmak, kolajen üretimini artırmak ve kan akışını teşvik etmek için yüz masajı da yapabilirsiniz. Veya kolajen uygulamaları için cilt bakım uzmanlarından yardım alabilirsiniz.
Ayrıca Cildi Besle: Gliserin yazımız ilginizi çekebilir.
Bonus: Gençlik ışıltınızı koruyun!
Güneş ışınları, çevresel kirlilik ve laptop, televizyon ve telefonlarımızdan gelen mavi ışık, günlük alışkanlıklarımızla da bir araya gelince cildimizin doğal antioksidanlarını azaltabilir. Bu da kırışıklıklara ve yorgun bir cilde sebep olur. Gençlik ışıltınızı tüm bu olumsuzluklardan korumak için Simple Protect&Glow Serisi’ni deneyin.Simple Yeni Protect&Glow serisinin cildinin ışıldamasına yardımcı olan yenilikçi SPF içeren yüz bakım ürünleri, zencefil kökü ve antioksidan vitamin C&E içerir.
Ayrıca Peptit Nedir? Kolajen Peptit Ne İşe Yarar? yazımız da ilginizi çekebilir.