30'lu Yaşlar İçin 6 Sağlıklı Cilt Alışkanlığı

Her yaş, yaşadığımız her an, öğrendiklerimiz ve değişimlerimiz... Hepsi birbirinden değerli ve güzel. Zaman içinde yaş ile birlikte yüzümüzde beliren çizgiler, güldüğümüzde görünen kaz ayakları ya da dudak kenarlarındaki çizgilerin oluşmaları da oldukça doğal. Tabii bu doğallık yine de sağlıklı bir cilde sahip olmayacağımız anlamına gelmiyor. Sağlıklı, canlı, parlayan bir cilt kendinize güveninizden, enerjinize kadar her şeyi değiştirebilir.

Özellikle 30’lu yaşlarda, ciltte bazı vitamin ve minerallerin azalması, kolajen seviyesinin düşüşü gibi nedenlerle, cilt özel bir ilgiye ve bakıma ihtiyaç duyar. Bu cildinizin ihtiyaçlarına ve değişikliklerine gereken önemi vermek için harika bir zaman.

Su tüketiminize dikkat edin

Sağlıklı bir cilt hatta sağlıklı bir yaşam için gereken en önemli şeylerden biri su. Su, besin maddelerinin vücutta dolaşımına, toksinlerin atılmasına ve cilt hücrelerini nemlendirmeye yardımcı olur. Sabah ilk işiniz kahve içmekse, kahve demlenirken 1-2 bardak su içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Bazı sabahlarda suyunuzun içine biraz limon sıkarak sindirim sisteminizi güçlendirmeye de yardımcı olabilirsiniz. Tüm bunların yanında su, cildin dıştan temizlenmesinde de oldukça etkilidir o yüzden gün içinde de sık sık su içmeye dikkat edin.

Glutatyon Faydaları Nelerdir Öğrenmek İçin Tıklayın

İyi bir uyku uyuyun

Vücudun kan dolaşımı uyku sırasında hızlanarak cilt hücrelerine besin ve oksijen getirir. Geceleri cilt dahil olmak üzere vücudun her yerinde onarım başlar. Bu sebepten gece yatmadan cildi nemlendirmek ve temizlemek oldukça önemli. Yeterince uyumadığımızda kortizol seviyeleri yükselebilir ve cilt stres ile karşı karşıya kaldığından beraberinde bazı sorunlar getirir. Şiş gözler, soluk ten rengi ve donuk cilt genellikle yeterli uykunun olmadığının belirtileridir. Tekrarlandığı takdirde özellikle göz altlarının şişliği ve koyuluğu kalıcı hale de gelebilir. Yetişkinler için önerilen uyku süresi en az sekiz saattir. İyi bir uyku rutini oluşturmaya özen göstermenizde fayda var.

Nevresim seçimi önemli

İyi bir saten veya ipek yastık kılıfına yatırım yapın. Yüzünüzdeki ince çizgilerin görünümünü azaltmada faydalı olduğu söylenen bu kılıflar aynı zamanda, saçları da pürüzsüzleştirir ve sabahları kabarmayan elektriklenmeyen saçlarla uyanmanıza yardımcı olur. (*) Ayrıca saten ya da ipek, pamuklu bir yastık kılıfına göre cildinizden daha az nem çeker.

Göz kremi kullanın

Göz çevresi yağ bezlerinin eksikliği ve burada bulunan hassas cilt nedeniyle ilk kırışan bölgedir. Her gece göz kenarına nemlendirici veya yaşlanma karşıtıbir göz kremi uygulamayı deneyin. Bu işlemi parmaklarınızla hafifçe göz kenarlarınıza vurarak yaparsanız aynı zamanda o bölgedeki kan dolaşımını da hızlandırabilirsiniz.

Nemlendiriciyi ihmal etmeyin

Cilt tipi yaş aldıkça değişebilir. Çok yağlı bir cildiniz varsa zaman içinde eskisi kadar yağlanmayabilir ya da kuru cildiniz eskisi gibi kuru hissettirmeyebilir. Bu yüzden kendinizi gözlemlemenizde ve nemlendiricinizi cilt tipinize uygun olarak seçmenizde fayda var. Eğer yağlı bir cilde sahipseniz, yumuşacık yapısı ve özel içeriği ile yağlı ve pürüzlü ciltler için hızlı sonuç sağlayan Simple Daily Skin Detox Serisi ürünlerini cilt bakım koleksiyonunuza dahil edebilirsiniz. Eğer farklı bir cilt tipiniz varsa biraz ışıltı ve etkili bir bakım için Simple Protect and Glow Serisini ya da Simple’ın birbirinden farklı cilt tiplerine ve cilt ihtiyaçlarına uygun diğer ürünlerini tercih edebilirsiniz.

Seçtiğiniz nemlendiriciyi sabah uyanıp cildinizi temizledikten sonra, makyaj öncesi ve sonrası ve gece yatmadan uyguladığınızdan da mutlaka emin olun.

Güneşten korunun

30’lu yaşlara  gelene kadar güneşten korunmaya çok fazla özen göstermediyseniz, güneşin cildinizde yarattığı bazı hasaralarla kaşılaşabilirsiniz. Ciltte renk değişiklikleri, çizgilerin daha belirgin olması gibi hasarlar için cildinizi güneşten 2 kat daha fazla korumanız ve C vitamini kullanmayı alışkanlık haline getirmeniz gerekir. Ayrıca güneş koruyucu kreminizi sadece yazın güneşe çıktığınızda değil, kış mevsiminde de kullanmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.