Terleme, vücut sıcaklığını düzenlemeye yardımcı olan bedensel bir işlev. Bununla birlikte ter bezlerinden tuz bazlı bir sıvının salınması olarak da tanımlanabilir. Vücut ısınızdaki, hava sıcaklığındaki veya duygusal durumunuzdaki değişiklikler terlemenize neden olabilir. Çoğu insan koltuk altı teri hakkında endişelense de aslında bu, vücudumuzdaki terlemenin yalnızca %1’lik bir bölümünü oluşturuyor. Vücuttaki en yaygın terleme alanları koltuk altı, yüz, avuç içi ve ayak tabanları olarak karşımıza çıkıyor.
İdeal miktarda terleme, önemli bir bedensel süreç. Günde ortalama 1 litre kadar terlediğimizi biliyoruz ama çoğu buharlaştığı için fark etmiyoruz. Eğer vücut ısımız çok yüksekse veya çok egzersiz yapıyorsak bu miktar 10 litreye kadar çıkabiliyor.
Terleme sağlığımız için böylesine önemliyken yeterince terlememek veya aşırı terlemek çeşitli sorunlara neden olabilir. Terlememek, vücut ısınızın aşırı yükselmesine sebebiyet verebileceği için tehlikelidir. Aşırı terleme ise fiziksel olarak zarar vermese de kişiyi psikolojik olarak olumsuz etkileyebilir.
Terleme nasıl gerçekleşir?
Vücudumuz ortalama üç milyon ter bezi ile donatılmış durumda. Ve terlememizi sağlayan iki tip ter bezi var:
Ekrin bezleri: Bunlar vücudun her yerinde ve esas olarak vücudu soğutmak için bulunuyor. Yüzümüzde, başımızda terlemeye neden olurlar ve terli eller ile ayaklardan da sorumludurlar.
Apokrin bezleri: Bu daha büyük bezler, koltuk altında bulunur ve çoğunlukla egzersiz yaparken, stres gibi güçlü duygular yaşarken aktif olurlar.
Ter bezleri, belirgin bir koku taşıyan daha ağır, yağ yüklü bir ter salgılar. Vücut kokusu olarak adlandırılan bu koku, apokrin terin parçalanıp cildinizdeki bakterilerle karşılaşması sonucu ortaya çıkar. Terleme fonksiyonunu, otonom sinir sistemi kontrol eder. Bu, bilinçli kontrol olmadan kendi kendine çalışan sinir sisteminin bir parçasıdır (*).
Hava sıcak olduğunda veya egzersiz yaptığınızda vücut ısınız yükselir ve cildinizdeki kanallar yoluyla ter salınır. Ter, vücudunuzun yüzeyini nemlendirir ve buharlaştıkça sizi soğutur.
Peki terleme stresi olmadan temiz ve kuru kalmak mümkün mü?
Hepimiz terliyoruz. Ama herkes aynı şekilde terlemiyor. Bazılarımız aşırı derecede, kontrolsüzce terleyebilir. Örneğin kadınların erkeklerden daha fazla ekrin ter bezleri var, ancak erkeklerin ekrin bezleri daha aktif. Bu nedenle erkekler aslında daha çok terler veya genel olarak daha fazla ateş basması yaşar. Benzer şekilde baharatlı yiyecekler yemek, sentetik kumaştan yapılmış giysiler giymek gibi çeşitli faktörler de daha fazla terlemenize yol açabilir. Genel olarak vücudumuz, gerçekten ihtiyacımız olduğunda daha fazla ter üretmek için harekete geçer.
Eğer çok terliyorsanız ve aşırı terlemeyi nasıl durduracağınızı öğrenmek istiyorsanız Rexona’nın size nasıl yardımcı olabileceğini keşfedin!
Rexona Clinical Protection Antiperspirant ile hiçbir şey sizi durduramaz!
Rexona, yoğun terlemeyle mücadele etmek ve gün boyu kuru ve taze kalmanızı sağlamak için çığır açan teknolojisi ile karşınızda! Gelişmiş aktif teknolojisi 96 saat koruma sağlayan mikro kalkanlar oluşturur. Rexona Clinical Protection’ın özel formülü sayesinde her zaman özgüvenle hareket edebilirsiniz. Rexona’nın klinik gücü olan ter önleyici antiperspirantları, normal ter önleyici deodorantınızdan 3 kat daha güçlüdür.
Ne kafanızdaki ses, ne stres, ne de yüksek sıcaklıklar; Rexona Clinical Protection ile durdurulamaz hissedin.
- Rexona Clinical Protection’ı kimler kullanabilir?
Günlük hayatında ve özellikle önemli anlarda ıslaklık ve ter kokusundan etkilenmek istemeyen herkes kullanabilir.
- En etkili performans için nasıl kullanılmalı?
Vücut sıcaklığı gün içinde sabit kalmaz. Normal koşullarda akşamları en düşük, gün ortasında ise en yüksek seviyelere ulaşır. Terleme miktarı da doğal olarak bu değişimlerden etkilenir. Gece uykusu esnasında, ter bezleri en az aktif durumda olduğu için Rexona Clinical Protection’ın özel formülü daha kolay çalışır ve ertesi gün de devam edecek güçlü bir koruma sağlayabilir.