Cilt Tipinize Uygun Antioksidan Nasıl Seçilir?

Antioksidanlar, cilt uzmanlarının güneş kreminden sonra en çok sevdiği içerik olabilir. Cildi serbest radikallerin neden olduğu hasara karşı koruma yetenekleriyle herhangi bir cilt bakım rutinine çok yönlü bir katkı sağlayabilirler.

Antioksidanları cilt bakım rutininize dahil etmeye karar verdiğinizde, aralarından seçim yapabileceğiniz çeşitli seçenekler karşınıza çıkar. Bunların tamamı teknik olarak cildinizi oksidatif stresten koruma işlevini yerine getirirken, antioksidanları diğer bileşenlerle karıştırmak cildinize farklı faydalar sağlayabilir. Her şey, cilt tipinize ve ihtiyacınıza en uygun olanı bulmakla ilgili.

Antioksidanlarla ilgili daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin.

Antioksidanlar nasıl çalışır?

Antioksidanların cildiniz için neden önemli olduğunu anlamak istiyorsanız öncelikle nasıl çalıştıklarını bilmelisiniz. Antioksidanlar, tüm cilt bakım rutinlerinin çok önemli bir parçası olan maddeler, çünkü oyundaki en çalışkan bileşenler. Aslında antioksidanların tek amacı, hücrelerinizi bazı elektronlarından vazgeçerek serbest radikaller için doğal bir “kapatma” düğmesi görevi görmek ve böylece serbest radikallere karşı korumak.

Cildiniz, her gün oksidatif strese neden olabilen havadaki kirlilik ve bilgisayar ekranından gelen mavi ışık gibi çevresel saldırganlar tarafından bombardımana tutulur. Bu hasar zamanla artar. Oksidatif stres ise erken kırışıklıklara, elastin kaybına, nemin azalmasına, artan pigmentasyona yol açabilir. Hava kirlliliği cildinize ne yapar, detaylı bilgi edinmek için ayrıca yazımızı inceleyin.

Eğer serbest radikal hasarına karşı koruma arıyorsanız herhangi bir antioksidan size yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, bazı bileşenlerin cilt için güçlü alternatif faydaları olduğunu da unutmamak gerek.

C vitamini

C vitamini (askorbik asit), oksidatif strese karşı koruyucu güçleri ve etkinliği nedeniyle en sevilen içerikler arasında yer alıyor. C vitamininin eşit olmayan cilt tonu, hiperpigmentasyon, pürüzlü doku, ince çizgiler, sivilce izleri ve genel donukluk gibi yaygın cilt sorunlarını gidermeye yardımcı olduğunu biliyoruz.

Bu sevilen vitamin ayrıca en iyi E vitamini ve yulaf, elma gibi besinlerde bulunan organik bir bileşik olan ferulit asit gibi antioksidanlarla çalışır. Güneşten korunma rejiminize de harika bir katkı sağlar. SPF sizi güneşin UV ışınlarından korurken cildinizi serbest radikallerden korumaz. C vitamini gibi bir antioksidanı, geniş spektrumlu güneş kreminizle eşleştirmek cildinizin tamamen korunmasını sağlayacaktır.

E vitamini

Sorununuz kuru ciltse, nemlendirici ve iltihap önleyici faydalar sağladığı için antioksidanlar arasından E vitaminini tercih edebilirsiniz. E vitamini yara iyileştirme yeteneğiyle bilinir, bu da onu hassasiyet ve tahrişten muzdarip olanlar için harika bir seçenek haline getirir. Onu genellikle tokoferol adı altında içerik etiketlerinde görebilirsiniz. Ayrıca C vitamini ve resveratrol gibi antioksidanlarla son derece iyi şekilde eşleşir.

Niasinamid

Niasinamid, B3 vitamininin iki ana formundan biridir. Genellikle sivilce, gül hastalığı (rosacea), pigmentasyon sorunları ve kırışıklıkları yönetmek için kullanılır. Niasinamid ayrıca cilt bariyerinizi güçlendirmeye ve uzun vadeli cilt sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Antienflamatuar özellikleri onu lekelere ve siyah noktalara eğilimli ciltler için faydalı bir bileşen haline getirir.

Retinol

Hakkındaki kapsamlı klinik araştırmalardan dolayı retinol (A vitamini) en sevilen antioksidan. Retinol hücre döngüsüne yardımcı olur, kolajeni uyarır, hücre yenilenmesini hızlandırır ve hasarlı DNA’yı uyarır. Hassas cilde sahip olanlar için biraz agresif olabilir, bu nedenle küçük dozlarla (%0,25) yavaş bir şekilde başlamak ve zamanla yükseltmek en iyisi. Ayrıca cildinizi güneşe karşı daha hassas hale getirebileceği için retinol kullanırken SPF kullandığınızdan da emin olun. Daha yüksek konsantrasyonlu bir retinol ürünü tercih ederseniz bunu akşam rutininize dahil edin ve gündüz C vitamini gibi bir antioksidan kullanın.

Hyalüronik asit

Hyalüronik asit en çok nemlendirici özelliğiyle bilinir. Bu nedenle susuz kalmış cildi tedavi etmek için sıklıkla kullanılır. Çünkü ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilir ve cilde nem çekebilir. Bununla birlikte güncel araştırmalar, onun aynı zamanda serbest radikalleri temizleyen ve cildi üst düzeyde sağlıklı tutan son derece etkili bir antioksidan olduğunu göstermekte. Cilde nem kazandırırken ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünürlüğünü azaltmaya yardımcı olur ve neredeyse dolgunlaştırıcı bir etki yaratır. Genelde cilt korunduğunda ve nemlendiğinde, cilt hücresi üretimi artar, bu da daha yumuşak, pürüzsüz ve genç bir cilt demektir.